ABD'de Meta'nın CEO'su Mark Zuckerberg'in, şirketine açılan antitröst davasını engellemek için eski Başkan Donald Trump ve Beyaz Saray yetkililerine lobi yaptığı iddia ediliyor. The Wall Street Journal'ın haberine göre, 14 Nisan'da görülecek Federal Ticaret Komisyonu (FTC) davasından önce Zuckerberg ve şirket temsilcileri Trump ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmeler, Zuckerberg'in Trump'ın ikinci başkanlık dönemi başlangıcından bu yana üçüncü Beyaz Saray ziyareti oldu. Meta, Instagram ve WhatsApp'ı rekabeti engellemek için satın almakla suçlanıyor. FTC, Meta'nın bu uygulamalar için aşırı fiyat ödediğini ve böylece sosyal medyada tekelini güçlendirdiğini savunuyor. Davada Meta aleyhine karar çıkarsa, şirket Instagram ve WhatsApp'ı elden çıkarabilir. Bu durum, Meta'nın geleceği açısından kritik önem taşıyor. Şirketin, bu zorlu dönemi atlatmak için siyasi etkiden faydalanmaya çalışması eleştiriliyor.
Trump'ın Kararsızlığı ve Meta'nın Lobi Çabaları
Trump'ın, Meta ile uzlaşma konusunda henüz karar vermediği belirtiliyor. Bazı danışmanlarının ise Meta'nın lobi stratejisini çok agresif bulduğu ifade ediliyor. Meta sözcüsü ise, politika yapıcılarla düzenli görüşmeler yaptıklarını açıkladı. Beyaz Saray ve FTC ise konuya ilişkin yorum yapmaktan kaçındı. Bu belirsizlik, Meta'nın davanın sonucunu etkileme çabalarının ne kadar başarılı olacağı sorusunu akıllara getiriyor. Meta'nın, Trump'ın olası bir yeniden seçimi durumunda ona destek vermesi ve seçim kampanyasına bağış yapması da bu durumun bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu durum, şirketin siyasi lobi faaliyetlerinin kapsamını ve etkisini ortaya koymaktadır.
Dünya Çapında Tekel Tartışmaları
Meta'nın antitröst davası, teknoloji devlerinin piyasalardaki hakimiyetine dair küresel bir tartışmanın da parçası. Bu dava, dünya genelinde benzer tekelleşme endişelerine sahip diğer ülkeler için de bir emsal teşkil edebilir. Meta'nın geleceği ve sosyal medya ekosistemi üzerindeki etkisi, davanın sonucuna bağlı olarak şekillenecektir. Bu gelişmeler, teknoloji şirketlerinin sosyal ve ekonomik alanda etkisini dengelemek adına yeni düzenlemelerin yapılması ihtiyacını gözler önüne seriyor. Sonuç olarak, Meta'nın antitröst davası hem ABD hem de dünya için önemli bir gelişmedir.