Hyundai Electric Türkiye CEO'su Halil İshakoğlu, Türkiye'nin deniz üstü rüzgar enerjisi sektörüne öncülük etme hedeflerini açıkladı. İshakoğlu, şirketin küresel deneyim ve bilgisiyle, Türkiye'nin ilk deniz üstü rüzgar enerjisi santralinin (RES) kurulmasına liderlik etmeyi amaçladığını belirtti. Bu proje, ülkenin enerji portföyüne önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı ekleyecek ve enerji bağımsızlığını artırmaya katkı sağlayacaktır. Ayrıca, uluslararası iş birlikleriyle teknolojik transferin etkin bir şekilde gerçekleştirileceğine olan inancını dile getirdi. Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanması ve sürdürülebilir bir enerji geleceği için deniz üstü RES projelerinin büyük önem taşıdığı vurgulandı. Bu yatırımların, ülkenin ekonomisine ve istihdamına olumlu etkilerinin olacağı da beklentiler arasında yer almaktadır. Proje, ülkenin enerji dönüşümünde önemli bir kilometre taşı olacaktır.
Türkiye'nin Deniz Üstü RES Potansiyeli
Dünya Bankası raporlarına göre, Türkiye'nin teknik anlamda deniz üstü RES potansiyeli 75 Gigavat (GW) olarak tahmin ediliyor. Ancak, kısa vadede yatırıma dönüştürülebilir potansiyel 5 GW civarında öngörülüyor. Bu durum, teknolojik riskler ve yüksek yatırım maliyetleri nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Hyundai Electric Türkiye, bu potansiyeli değerlendirmeyi ve yatırıma dönüştürmeyi hedefleyen önemli oyunculardan biridir. Şirket, yatırımların beklenenden daha hızlı başlayabileceğini düşünüyor. Elektrik tüketiminin yoğun olduğu batı bölgelerinde alternatif enerji kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Deniz üstü RES projeleri, doğu-batı arasında enerji transferine alternatif olarak önemli bir çözüm sunmaktadır. Bu sayede enerji sisteminin sürdürülebilirliği artırılabilir ve enerji güvenliği sağlanabilir.
Çanakkale'de İlk Proje
İshakoğlu, Türkiye'nin ilk deniz üstü RES projesinin Çanakkale kıyılarında, 500 ila 1000 MW kapasiteyle hayata geçirilmesinin planlandığını açıkladı. Bu projede, rüzgar rejimine dair deneyimli yabancı firmalarla iş birliği yapılması büyük önem taşımaktadır. Kore'nin rüzgar rejimiyle Türkiye'nin benzerliği, bu iş birliğinin başarısını artıracaktır. Kullanılacak ekipmanların, rüzgar rejimine göre optimize edilmesi, projenin verimliliğini önemli ölçüde etkileyecektir. Projenin finansmanı için risk sermaye maliyetine yansıtılacağından, birim enerji üretim maliyetlerinin doğru hesaplanması kritik bir öneme sahiptir. Hyundai Electric Türkiye, bu şartları karşılayan uluslararası ortaklarla çalışmaya başladı. Proje kapsamında, deneyimli mühendislik ekiplerinin kullanılması ve yerel iş gücünün eğitilmesi ile sürdürülebilir bir ekosistem kurulması hedefleniyor. Ayrıca, projede çevresel sürdürülebilirliğin en yüksek standartlara uygun şekilde sağlanması öncelik olarak ele alınıyor. Bu büyük ölçekli proje Türkiye'nin yeşil enerji dönüşümüne önemli katkı sağlayacaktır.
Türkiye'nin Enerji Geleceği
Hyundai Electric Türkiye CEO'su, Türkiye'nin son 20 yılda enerji sektöründe kaydettiği ilerlemenin altını çizdi ve YEKDEM ve YEKA düzenlemelerinin bu başarıdaki rolünü vurguladı. Bu düzenlemeler, karasal enerji santralleri için başarılı bir ekosistem oluşturulmasını sağladı. İshakoğlu, deniz üstü RES projelerinde de benzer bir başarıya ulaşılabileceğine olan inancını dile getirdi. Karasal RES'lerdeki bilgi birikimi ve denizcilik alanındaki gelişen yetenekler birleştirilerek, Türkiye'nin bu alanda global bir oyuncu olabileceği belirtildi. 2023'te açıklanan elektrik taban ve tavan fiyat alım fiyatları, 10 yıl boyunca sürecek destek ve yerli ekipmanlar için 5 yıllık ek destek, yatırımcılar için önemli bir teşvik niteliğindedir. Dünya Bankası'nın tahminlerine göre, Türkiye'nin deniz üstü rüzgar projelerinde başarılı olması durumunda 2030 yılında 50.000 yeni istihdam yaratılabilir ve 10 milyar USD'lik bir katkı sağlanabilir. Akdeniz ülkelerinde 2050 yılına kadar 50-100 GW'lık deniz üstü RES projelerinin tamamlanması bekleniyor ve global çapta yıllık 25 GW'lık kapasite artışı öngörülüyor. Bu durum, Türkiye'nin bu alanda önemli bir ihracat potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.